Salı, Şubat 02, 2010

Depremde ilk yıkılacak

Uzun zaman oldu yeni mekanımıza, merkezdeki yeni evimize taşınalı. İlk izlenimler ve geri bildirim vakti geldi de geçiyor oysaki. Ama hâlâ ısınabilmiş değilim bu apartmana. Öyle ki iki günü bile birbirine denk değil. Örneklerle anlatmak daha kolay olacak sanırım. Hem o kadar çok gariplik var ki atladıklarım mutlaka oalcaktır. Hatırladıkça eklerim artık.

Meşhur asansörümüz...
Bu konuda hiç şüpheniz olmasın bindiniz mi inme garantisi olmadığını hissettiriyor. Bigün çalışıyorsa ertesi gün muhtemelen bozuluyor. Eğer 5. kattan yukarda oturuyorsanız keşke çalışsa da olmazsa içinde kalsam diyorsunuz ama nafile. Tırmanış başlıyor. Kapısında üç kişilik yazdığına aldanmayın, iki ince eleman zor sığıyor. Bir kalın bir ince de ise aşağı doğru gitme ihtimali artıyor. Yalnız tam otomatik biner binmez düğmeye basın halatları koparmış gibi gidiyor.

Yıllanmış telefon hatlarımız...
Evde olmazsa olmaz internet bağlantısı için ttnet'le irtibata geçilir. ttnet'ten 8 Mbit'e kadar paket satın alınır. Bağlantı servis sorumluları tarafından gelinir yapılır. Herşey tamam gibi ama nerde o günler. 8 Mbit internet bağlatmışız ama youtube'da bir video izlemek için yine yüklenmesini bekliyoruz :S E nasıl oluyor bu deyip bi test yaparım ki, download 2,1 Mbit upload 0,5 Mbit. Kısaca sonuçlar rezalet neredeyse. Bir sinir, bir sinir ararım ttnet'i ne bu kardeşim 8/2,1 kaç yapıyor farkında mısınız derim. Eleman bu bile iyi demez mi :d Neyse artık diycem ama son sözleri gayet çarpıcıdır. Sözleşmede 8 Mbit değil, 8 Mbit'e kadar hızlı diyoruz demez mi. Daha sözüm kalmıyor bunun üstüne. Başarılarının devamını diliyor kapatıyorum. Günler geçiyor bu eziyetle vee sonunda bir pazar sabahı uyanırım ki internet hepten gitmiş. Acilen ttnet aranır pazar sabahın köründe. Arıza kaydı falan filan bişeler dediler emin olamadım o sıralar sosyal medyada atağa kalkan ttnet'e ff üzerinden mesaj da atılır. Cepten yazıyorum tabi. Pazar Gün ortası saat 1 gibi Merhaba Alper Bey ? diye kapı çalar. Bi de ne göreyim ttnet'ten gelmişler :d Bi şaşkınlık bi şaşkınlık acaba ne iş derken laf zamanla açıldı. Eleman der ki, rekabet artık daha ciddi müşteri memnuniyeti için 24 saat hizmetteyiz. İyi çok güzel neyse bizim arızaya geldik tekrardan. Diyorum ki neden bize 8 Mbit internet gelmez daha nereye gidelim santralin üst katına taşınacak halimiz yok ya. Santrale 50 metre mesafedeyiz. Yetmez mi ? Ve elemanın bitirici cevabı gelir. Apartmanda nerdeyse 25 yıllık kablolar kullanıyor. Bu hızı aldığınıza sevinmelisiniz.

Daha ne bozulabilir ki demeyin, hidrofora geçelim :)
Bu hidroforda neyin nesidir önce bi bunu tanıyalım. Bu hidrofor tahminimce yüksek katlara su çıkmasını sağlayan bir su pompası gibi birşey. Bunu nasıl tahmin ediyorum dersiniz. Şöyle ki bir gün yine apartmanın girişinde meşhur asansörün gelmesini beklerken orda bi duyuru panomuz var. Her türlü felaket haberi ordadır. Bir de ne göreyim "Hidrofor bozuldu, sistem yenilenecek". şu şu fiyat bu bu fiyat hidrofor'u oluşturan tüm parçaların ücretleriyle birlikte tek tek içeren bi liste koymuş yöneticimiz sağolsun, toplam 1500 tl. Bu kadar para edecek ne varken hidroforu oluşturan tüm parçaları da tanımış olmakla birlikte demek hidrofor bu işe yarıyormuş dedirtiyor işte insana:) Eve çıkılır ve test yapılır. Acaba herşey yolunda mı diye ama sonuç olumsuz. Sular maksimum 3 sn akıyor ve sonra sesi soluğu kesiliyor. Çeşmelerden su akmaması ne gibi sorunlar doğurur daha yazmama gerek yok sanırım.

Bitmedi, gel gelelim elektrik tesisatına
Yine bir akşam üstü. İş çıkışı eve dönülür apartman giriş kapısı açılır ve ne göreyim. Bi kaç insan ellerinde el fenerleri kapının hemen arkasında bi inceleme araştırma durumundalar. Ne olmuş diye sormama gerek kalmıyor. Zaten göz gözü görmüyor. Elemanlar aralarında konuşuyor TEK'in numarası kaçtı filan diye. Birisi diyor belediye başkanını aramamız gerekiyor birisi de elinde kontrol kalemi faz toprak ölçümü yapıyor :) Sonuç yine aynı. Kaç yıllık kablolar böyle arada arıza vermesi normal. Ben de safça arızanın giderilmesi kaç dakka sürer diye soruyorum. Elemanların biraz yüzü gülüyor. Kısmet deyip dönüyorum geri. Çünkü daha bir önceki gün öğrenmiştim kombi'nin de elektrikle çalıştığını :d Karanlık ve soğuk bir evde insan ne yapsın...

Bunu da ekliyim de şimdilik tamam.. Yan komşunun çocukları
Çocuklar her gün sabah erkenden uyanır mutlu bir şekilde eğlencelerine oyunlarına başlarlar. Ara sıra sesleri yükselir sonra sakinleşirler. Muhtemelen oyunlarının ortalarına doğru biraz etrafı karıştırmış oluyorlar ki vahşi bir ses yükselmeye başlıyor çocukların üzerine ve ortalık bir anda sus pus. Kadının biraz sinirleri bozuk olsa gerek ki çocuğun birine öylece bağırıyor. "Seni akıl hastanesine yerleştiricem!" Şimdi çocuğun yerinde olsam seni ordan nasıl çıkardılar diye cevap verirdim ama çocuğa yazık olurdu :d ve daha bi ton laf kadının çocuklara sarfettiği, çocukların da bu ne diyor diye düşünüp anlayamayacağı. Burdan da anlıyorsunuz ki apartmanda bir toplu yaşam sözkonusu. Yan odada neler oluyor misafir gelmiş mi neden bahsediyorlar filan sohbete katılabilirsiniz yani :)

Vee tüm bunları alt alta koyup taraf tarafa toplayınca bizim bu binanın depremde ilk yıkılacak bina olma ihtimali diğerlerinden bir hayli fazla olmuyor mu dersiniz !


alper yz
Sent from Cihangir, İstanbul, Turkey